*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Serebral Palsili Üçüzler Anne Sevgisiyle Tüm Zorlukları Yendi  (Okunma sayısı 1116 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • Yönetici
  • Kahraman Üye
  • *****
  • İleti: 5483
Serebral Palsili Üçüzler Anne Sevgisiyle Tüm Zorlukları Yendi



Halk arasında “beyin felci” olarak bilinen serebral palsi (SP) ile dünyaya gelen üçüz kız kardeşler, anneleri Sinem Ersoy’un sonsuz sevgisi ve desteğiyle tüm zorlukları yendi.

23 yaşındaki üçüz kardeşler Esra, Tuğba ve Büşra, prematüre doğumla 1’er kilogram dünyaya geldi. Anneleri Sinem Ersoy, hamileliğinin 6. ayında doğan ve kuvöze alınan bebeklerinin her birini kucağına alabilmek için 45’er gün beklemek zorunda kaldı.

Yaşam savaşını art arda kazanan üçüzlerine kavuşmanın mutluluğunu yaşayan Ersoy, yalnızca birkaç ay sonra bebeklerine konulan SP teşhisiyle yeni bir şok yaşadı. O günden itibaren eşi Ercüment Ersoy ile bebeklerinin tedavisi ve eğitimi için didinen Sinem Ersoy, verdiği tüm emeklerin karşılığını aldı.

Şu an ODTÜ Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi olan Tuğba mezuniyeti sonrası genetik alanında çalışarak kendisiyle aynı kaderi paylaşan çocuklara destek verebilmeyi isterken, Başkent Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü’nde son sınıfta okuyan Esra da moda tasarımcısı olmayı planlıyor.

İki kardeşine göre engel durumu fazla olan ancak buna karşın SERÇEV Engelsiz Anadolu Mesleki ve Teknik Lisesini birincilikle bitiren Büşra ise 2 yıldır girdiği üniversite sınavında, okutmanının söylediklerini anlayamaması nedeniyle küçük farklarla barajın altında kaldı. Büşra, bu engeli aşarak diğer iki kardeşi gibi üniversite okuyabilmenin hayalini kuruyor.


Solda serebral palsili üçüz kardeşler sağda anne Sinem Ersoy yan yana oturuyor.

65 aileyle birlikte SERÇEV’i kurdular

Her biri yaşamla barışık ve hayallerinin peşinden koşan kızlarıyla gurur duyan Sinem Ersoy, Anneler Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, “özel” annelerin verdiği mücadeleye ışık tuttu.

Halkla ilişkiler uzmanı olan, aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarında görev yapan 45 yaşındaki Ersoy, tedavi sonucu evlat sahibi olduğunu, çocuklarına konulan teşhisle ilk kez SP ile tanıştığını anlattı.

Teşhisin hemen ardından yoğun fizik tedavi süreçlerinin başladığını, Esra ve Tuğba’nın birkaç kez ameliyat geçirdiğini dile getiren Ersoy, iki kızının okul öncesi eğitim alabildiğini ancak o dönem kabul edecek bir kurum bulamadıklarından Büşra’ya evde eğitim verdiklerini söyledi.

SP’li çocukların yaşadığı sıkıntılara çözüm bulabilmek amacıyla 65 aileyle Serebral Palsili Çocuklar Derneğini (SERÇEV) kurduklarını belirten Ersoy, Büşra’nın, sonrasında açılan MEV Gökkuşağı Özel Eğitim İlkokulu ve meslek lisesiyle eğitimini tamamlama fırsatını yakaladığını ifade etti.


Anne Sinem Ersoy ve serebral palsili üç kızı zemin balkonda bulunuyor.

“Kızlarımın kuvözdeki mücadelesi beni de hayata bağladı”

Özel gereksinimli üç evladın annesi olmaktan büyük mutluluk duyduğunu vurgulayan Ersoy, “Esra, Tuğba ve Büşra doğmadan önce iki lafı bir araya getiremeyen pasif bir bireydim. Kızlarımın kuvözde elime tutunma çabaları, hayatla mücadeleleri, o annelik duygusu beni de hayata bağladı. 23 yılda çok iniş çıkış yaşadık ama onların sayesinde başka bir pencereden bakmayı öğrendim.” dedi.

Bir adımı atabilmenin, bir lokmayı yutabilmenin önemi ve değerini anladığını belirten Ersoy, şöyle konuştu:

“Çocuklarıma engellerinin aslında bir basamak olduğunu, evimizde bir engelin bulunmadığını, dışarı çıktıklarında çevre koşullarının uygun olmadığını anlatmaya çabaladım. Üçü de birbirinden öz güvenli, kendiyle barışık ve birbirini tamamlayan çocuklar. Aslında kızlarımla çok iyi bir ekibiz. Bir daha böyle bir şey olsa yine yaşarım. Çünkü onların baktırdığı pencere çok değerli ve anlamlı. Yeri geldi, yaşanan olumsuzluklarda kızlarım bana doğru yolu öğretti.

Engelli çocukların annesi olmak çok ayrı bir değer. Özel gereksinimli çocuğunu yeni kucağına almış anneler sakın üzülmesin, gelecekle ilgili kaygılanmasın. Çünkü annelerinin motivasyonuyla zorlukları daha iyi aşabiliyorlar. Geçmişte anneler bize örnek oldu, biz de bizden sonraki annelere örnek olacağız. Anne olarak evlatlarımızdan o cesur, mücadeleci ruhu aldığımızda çok iyi noktalara gelebiliyoruz.”

“Annelik duygumu kızlarımla çok güzel yaşadım”

Sosyal ortamlarda yaşadıkları en büyük problemin diğer kişilerce anlaşılmamak olduğunu söyleyen Ersoy, çocuklara küçük yaştan itibaren engelli akranlarının da olabileceği konusunda farkındalık kazandırılması gerektiğini kaydetti.

Anne Sinem Ersoy, “Annelik duygumu kızlarımla çok güzel yaşadım. Allah’ım ömür verdikçe inşallah daha güzel yıllarımız olur. Hepsinin kendine ait başarıları var, hepsiyle de gurur duyuyorum. Eminim daha da güzel başarıları olacak ve ben de gururla seyredeceğim.” dedi.

“Arzum tüm özel gereksinimli çocukların eşit imkanlara kavuşabilmesi”

Tüm bu süreçlerin üstesinden eşinin desteği ve emeğiyle geldiklerini, yakınlarının yardımı ve imkanlar sayesinde de şanslı olduklarını anlatan Ersoy, “Tek arzum tüm özel gereksinimli çocukların eşit imkanlara kavuşabilmesi. Engellilerle ilgili politikalar çok güzel ilerliyor. El birliğiyle hem aileler hem çocuklar için eşit yaşam koşullarını sağlayabiliriz. Bilinçli aile, güçlü aile, engelsiz çocuk demek. Bu çok önemli bir nokta ve aile yakınlarının sürece destek vermesi bu açıdan çok önemli.” değerlendirmesinde bulundu.

Özel gereksinimli çocuklarda erken teşhis ve tedavinin önemini de vurgulayan Ersoy, “Sadece SP değil, down sendromu, otizm gibi birçok durumda erken dönemde eğitim ve tedavi büyük önem taşıyor. Bu nedenle çocuklar için muhakkak riskli bebek tanı ve tedavi merkezleri oluşturulmalı.” ifadelerini kullandı.

“Annemize sahip olduğumuz için çok şanslıyız”

Üçüz kız kardeşlerden Tuğba Ersoy, aşı geliştiren bir laboratuvarda staj yaptığını, ileride genetik rahatsızlığı bulunan çocuklara yardımcı olabilmenin hayalini kurduğunu söyledi.

Kendi durumundaki çocuklara sınırlarını her zaman zorlamaları, hayallerinin peşinden koşmaları önerisinde bulunan Tuğba, “Annem çok güçlü, asla pes etmeyen ve bizi de bu konuda motive eden biri. Annemize sahip olduğumuz için çok şanslıyız ve biz de onu örnek alıyoruz.” diye konuştu.

“SP bizim için sarı saçlı, mavi gözlü olmak gibi bir özellik”

Esra Ersoy ise çocukluğunda en çok akranları tarafından farklı görüldüğünde zorlandığını belirterek, duygularını şu sözlerle anlattı:

“Zaman geçtikçe şunu anladım, annem de bunu hep söyler, SP bizim için sadece sarı saçlı, mavi gözlü olmak gibi bir özellik. Herkesin nasıl farklı özellikleri var, bu da bizim özelliğimiz. Benim durumumdaki çocuklar, böyle bir soru sorulduğunda asla utanmasınlar, aksine gururla söylesinler. Bu onları kötü yapan bir şey değil, sadece farklı, özel ve diğer çocuklardan belki de daha güçlü kılacak bir şey. Burada anne babalara da büyük rol düşüyor. Çocuklarına engellilik kavramını öğretmezlerse, çocuklar da ilk kez böyle biriyle karşılaştıklarında tepki verebiliyor.”

Esra Ersoy, “Annem çok özel bir insan. Genç yaşta engellilik durumuna sahip üç çocuğun annesi olmak çok özel, herkesin yapabileceği, kaldırabileceği bir şey değil. İyi ki annem olmuş ve iyi ki diğer annelere de örnek olacak cesareti göstermiş.” dedi.

Büşra Ersoy ise annesine sevgisini “Annem çok özel ve güçlü bir insan. Benim annem olduğu için çok şanslıyım.” sözleriyle dile getirdi. Üniversite okuyabilmeyi çok istediğini vurgulayan Büşra, “Sınavlardaki okutmanlar her zaman bizi, söylediklerimizi anlayamıyor. Özel eğitim öğretmenlerinin bu sınavlarda bizlere okutman desteği vermesini istiyoruz.” çağrısında bulundu.

AA


ETİKETLER Anne Sinem ErsoyEngelliÖzel GereksinimliPrematüreSERÇEVSerebral Palsi