*
Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Kayseri Engelliler Derneği Telefon 0533 392 33 88

Gönderen Konu: Kızına Atipik Otizm Tanısı Konan Bir Ailenin Hikayesi  (Okunma sayısı 1953 defa)

Çevrimdışı melleseferi

  • Yönetici
  • Kahraman Üye
  • *****
  • İleti: 5483
Kızına Atipik Otizm Tanısı Konan Bir Ailenin Hikayesi



3 yaşındaki kızına atipik otizm tanısı konan bir arkadaşım var. İsmini açıklamak istemedi ama benzer durumda olan ailelere rehberlik etmesi için yaşadıkları süreci kısaca anlattı. Her hafta HTHayat.com blog sayfasında yaşantılarını detaylı olarak aktarıyor...

Kızın atipik otizm tanısını nasıl aldı? Seni şüphelendiren belirtiler nelerdi?

3 yaşındaydı. Doğduğundan itibaren onunla İngilizce konuştuğum için konuşmasının gecikmesi bize normal geldi. Zamanla anlamlandıramadığımız durumlar çoğaldı. 2 yaşından sonra kendi kendine yetmeye başlamıştı. Saatlerce keşif oyunları oynuyor, objeleri söküp takabiliyordu. Adını seslendiğimizde dönüp bakmıyordu. Çoğunlukla bizi dinlemiyor gibiydi. Yaşıtlarıyla çok güzel oynuyormuş gibi gözükse de asla yanındakinin yüzüne bakmadığını yalnızca oyuncakla yani nesne odaklı oynadığını fark ettim. Eve gelenlerle hiç ilgilenmiyordu. Her türlü yemeği yiyordu ama püre yaparsanız! O yemeği katı olarak verdiğinizde ağzına sürmüyordu. İsteklerini hiç ağlamadan parmağıyla işaret ederek gösteriyordu. 2.5 yaşından itibaren sallanmaları başladı; öyle ritmik yapıyordu ki dans ettiğini düşünüyorduk. Bir yeri öğrenmesi için bir kez gitmemiz yeterliydi. Bir gün daha önce hiç gitmediğimiz bir yere yemeğe gittik; arabadan restorana yürürken sürekli alışveriş yaptığımız kitapçıyı gördü ve o yöne koştu. Kitapçıya gitmesine izin vermediğimiz için bir ağlama krizi yaşadı. Çocuğumu kucağımda tutamadım. Kendini tamamen dünyaya kapatmıştı. Şimdi anlıyorum ki o ağlama otizmle ilgili bir obsesyon ve öfke nöbetiymiş. Kızımla bir gün geçirseniz bu detayları fark etmezsiniz. Çok yaramaz ve inatçı bir çocuk dersiniz. Buna benzer olaylardan sonra eşimle birbirimize 'Sen de artık bir şeylerden şüphelenmiyor musun?’ dedik ve atipik otizm maceramız böylece başladı.

‘Otizm bir hastalık değil'

Tanıyı öğrendiğinizde nasıl hissettin?

Tanı öyle hemen konmuyor maalesef. Otizmle ilgili düzgün bir sistem yok. Özel ve devlet diye bir ayrım var o kadar. Aileyi yoran ve perişan eden de bu. İlk olarak meşhur bir psikologdan uzun süre randevu bekledik! Kızımı 10 dakika uzaktan inceleyip reçeteye özel eğitim yazdı. ‘Çocuğunuzda sosyal iletişim bozukluğu var; eğitim alması gerekiyor, tekrar gelin' diyerek astronomik bir ücret aldı. 'Otizm mi?’ diye sorduğumuzda ‘Otizm bir havuzdur, siz kıyısında yüzüyorsunuz’ dedi. ‘Özel eğitim nedir?’ dediğimizde ise laf salatası duyduk. Bir rehabilitasyon merkezine gittik. Hiçbir açıklama yapmadan 280 bin liralık özel eğitim sözleşmesi imzalamaya zorlandık! Hemen kaçtık oradan. Kiminle konuştuysam otizm konusundaki belirsizliği ve bundan faydalananları anlatıyor. Bir tanıdığımın önerisiyle psikiyatra gittik. Bana elimdeki bisküviyi alnıma koymamı ve kızıma ‘Mama ye’ diyerek göz teması kurmasını sağlamamı istedi. Doktor otizmli olduğu için gözlerime değil nesneye bakacağını söylüyordu. Haklıydı. İlk olarak orada ağladım. Ardından otizm raporu almak için Şişli Etfal’e gittiğimizde idmanlıydık. Atipik otizm tanısı konup geçici engelli raporu aldığımızda derslerin bir kısmı raporla bedava olacağından kendimi şanslı hissetmeye bile başlamıştım. Çünkü bu ülkede otizm demek eğitimler için su gibi akan para demek.

Bu hastalık mı? Tedavisi, iyileşme imkânı var mı?

Otizm bir hastalık değil, kişilik durumu ve terapisi mümkün. Otizm, bireylerin sosyalleşememesi ve hayatla iletişimden kaçmaları demek. Çok geniş bir yelpazesi var; ağır vakalar, hafif olanlar, otizmli görünüp sonunda öyle çıkmayanlar da var. Öte yandan da nörolojik sistem bozukluğu içeriyor. Otizmli bireyler sakladıkları yüksek zekâ ve üstün yetenekleriyle hayatın büyük armağanları aslında. Bizim duyamadığımız sesleri duyanlar, ışıkları farklı görenler var. Otizmin tedavisi mümkün bu yüzden ilk 3 senede ailelerin şüpheleri var ise hemen işe koyulmaları gerekiyor. / Damla Çeliktaban

25.08.2016 - HTHayat.com